Türkiye spor ülkesi mi?
Tartışılır…
Türkiye futbol ülkesi mi?
Tartışılması bile abes!
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de futbol 7’den 77’ye herkesin yakından takip ettiği bir oyundur…
Hiçbir branş futbolun önüne geçmez, geçemez…
Bu bir gerçek…
Sadece olimpiyatlarda biraz eksen kayması olur, insanlar o tarafa yönelir, o kadar…
O da 4 yılda bir…
Şunu söylemeye çalışıyorum; ne yaz olimpiyatları, ne de kış olimpiyatları veya oyunları, özellikle de ülkemizde kimsenin umurunda değil!
Bu bir realite…
Daha da ileriye gidersek, sporu yönetenler bile, bu tür organizasyonları ciddiye almıyorlar!
Bunun en canlı örneği; 28 Şubat’ta Erzurum’da başlayan, 12 Mart’ta da sona eren “Deaflimpik Olimpiyatları”na olan ilgisizlik…
Kimse kusura bakmasın, dünyanın bir diğer ucundan Erzurum’a gelen ülkeler ve sporcuları madalya heyecanı yaşarken, bizim ülkemizden bir tek yetkilinin Erzurum’da ne açılışta ne de kapanışta olmamasını kime nasıl izah edeceğiz?
Genel Müdür yardımcısı Murat Kocakaya hariç…
Garibim her tarafa o koşturuyor…
Bakan Osman Aşkın Bak’ı anlayabilirim…
Neden mi?
Önümüzde bir seçim var, dolayısıyla da başını kaşıyacak zamanı yok…
Eyvallah…
Ya diğerleri?
xxx
Açılışı rezalet, kapanışı daha da rezalet olan oyunlarda ülke olarak bir tek madalya kazanamamak ise işin başka bir düşündüren boyutu veya rezaleti…
Ülkende gerçekleşen organizasyondan bir tek bronz madalya dahi alamıyorsan, bunun sorgulanması gerekmez mi?
Benim gibi yaşları kemale ermiş “veteranlar” bile katıldıkları organizasyonlardan madalyayla dönerlerken ya da madalyalar kazanırlarken, bunların sıfır çekmesi akla ziyan değil de ne?
Sporu ne kadar çok sevdiğimizi ve spora ne kadar önem verdiğimizi buradan anlayabiliriz!
Düşünsenize; 29 erkek, 25 kadın olmak üzere, toplamda 54 sporcu ile katıldığımız oyunlardan bir tek madalya kazanamadan kepengi indiriyoruz…
Olacak şey değil…
Kimse kusura bakmasın, ben öküz altında buzağı ararım…
Sporun başındaki Osman Aşkın Bak ve Spor Genel Müdürü Ömer Altınsoy, bu “rezalet” organizasyon ile alakalı ne düşünüyorlar acaba?
Benim ülkemin ev sahibi olduğu, onca emeğin harcandığı bir organizasyonun sessiz sedasız bitişine mi yanalım, kendi evimizde bir tek madalya alamadığımıza mı yanalım?
Aklı başında bir insan çıksın ve bu “rezalet”i anlatsın!
Konuştukları zaman mangalda kül bırakmayanlar size söylüyorum…
Hiç mi rahatsız olmuyorsunuz?
Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Hiç mi merak etmiyorsunuz?
Merak etmiyor olabilirsiniz…
Eyvallah…
Ama, benim gibi merak eden bir sürü insan var, en azından onların meraklarını gidermiş olursunuz…
Çok mu zor?
xxx
Rusya’nın hem canına, hem malına çöreklendiği Ukrayna, onca yokluğa ve yoksulluğa rağmen, 35 sporcu ile Erzurum’a gelmiş, gelmekle yetinmemiş, 10 altın, 5 gümüş, 4 bronz, yani 19 madalyayı boynuna takmış, yetmemiş bir de takım halinde de şampiyon olmuş…
Çin almış 20 madalya ve ikinci olmuş…
Avusturya almış 10 madalya üçüncü olmuş…
Polonya almış 9 madalya dördüncü olmuş…
Erzurum’daki Olimpiyatlara katılan 34 ülkeden 19’u madalya kazanmış…
İtalya 6, Fransa 8, Hırvatistan 2, Letonya 1, İspanya 1, İran 1, Japonya 7, Almanya 5, Güney Kore 4, Macaristan 3, Brezilya 2, Sırbistan 1, Slovakya 1, İsviçre 1 ve Kazakistan 1 madalya kazanmış…
Kazanamayan ülkelerin arasında ev sahipliği yapan Türkiye’de var…
Düşünsenize, ev sahibiniz ve 54 sporcu ile temsil ediliyorsunuz, şampiyona sonunda övüneceğiniz ne bir altın, ne bir gümüş, ne bir bronz madalyanız yok!
Allah’ını seven biri çıksın bu “rezil” durumu açıklasın…
Bu organizasyonla alakalı o kadar yazılacak, çizilecek, zülfiyare dokunulacak konular var ki, “zamanı gelince yazarız” dememeliyiz…
Türkiye bu işten ne kazandı ya da ne kaybetti?
Bunun sorgulanması lazım.
xxx
Burada en masum olan İşitme Engelliler Federasyonu ve Başkanı Kerim Vural…
Çünkü, Erzurum’daki Olimpiyat oyunlarına katılan sporcular, ilk kez milli formayla tanışmışlar ve bu önemli organizasyonda sorumluluk almışlar…
Bu oyunlara katılan ülkelerin yarıdan fazlasının, bu şampiyona için 15-16 ay kamp yaptıklarını öğrendim…
Bizimkiler mi?
Sadece iki ay!
Türkiye, Satranç, Körling ve Futsal’da ilk defa forma giyen sporcularla yarışmaya katıldı…
Federasyon başkanı Kerim Vural’ın gayretlerini ıskalamamak lazım…
Çünkü, onun döneminde hem serbest güreşte, hem de grekoromen güreşte işitme engelli pehlivanlarımız dünya şampiyonu oldu…
Voleybolda erkekler Avrupa şampiyonluğu, kadınlar Avrupa ikinciliği kazandılar…
Atletizmde ise Avrupa üçüncülüğü geldi Türkiye’ye…
Kadınlar futbolda da dünya ikinciliği var Türkiye’nin…
Özetlersem; Erzurum’da sahipsiz bir federasyonun, kendi gayretleri ile var olma mücadelesini gördük…
Nokta.